Eline gücü geçiren, zor kullanarak başkalarına bir şey yaptırmaya bayılıyor. Şirket çalışanlara eğlence düzenliyor. “Katılım zorunludur”. Eğlenceyi, eğlence yapan şey, isteğe bağlı olmasıdır. Eğlenceye getirmek için bile zor kullanmaya çalışıyorsan, acayip problemlerimiz var. Toplantı düzenliyor adam. Yazıyor davete, “katılım zorunludur”. Katılmasını istediğin insanlar, katılmak istemiyorlarsa daha başka problemlerin yok mu? Eğitim düzenliyor şirket. Yine “katılım […]
Daha Çok Kontrol…
Çözümü hep daha çok kontrolde zannediyoruz. İçinde bulunduğum her ortamda bunu görüyorum. Önce insanlara o yapmakta oldukları işin anlamını kaybettiriyoruz. Yaptıkları işi iyi yapmanın önemini göz önünden kaldırıyoruz. Kendi öz motivasyonlarını bulmalarını engellemek için elimizden geleni yapıyoruz. Sonra, “daha çok kontrol” peşinde koşuyoruz. Çok mu teorik? Haydi pratik o zaman. Üniversitede, bütün işi sınav geçmeye […]
Ömer Cerid’in Ardından…
Ömer Cerid, Boğaziçi Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği’nin kırk yıl hizmet vermiş emekli profesörlerinden biriydi. 3 Temmuz günü vefat etmiş. Haberini Twitter’dan gördüm. Ömer Cerid, benim de hocam oldu. Kendisinden “EE444: Microprocessors” dersini almıştık. Ders, mikroişlemci programlama falan üzerine olduğu için, ağrılıklı kısmı laboratuarda geçerdi. Dersin basılı malzemesi de tam olduğu için, ders kaçırmaktan çekinmezdik. Bıraktığı iz […]
Öğrenemediklerim…
Aslında yazının başlığını, “Hocalıktan Öğrenemediklerim” diye atacaktım. Düşününce, öğrendiğim şeyin kaynağı belli ama, öğrenemediğim şeyin nereden öğrenilememiş olduğu sorusunun cevabı olamayacağını farkettim. Hocalıktan öğrenmediklerim var tabi ama, konu o değil. Girişi fazla uzattık, işte giriş bu. Hayatını esas olarak korkunun yönettiği insanlar olduğunu öğrendim. Ama neden buna izin verdiklerini öğrenemedim. Yeterince korkarlarsa, başlarına bir şey […]
Hocalıktan Öğrendiklerim
Bürütü 19 yıl, neti 17.5 yıl falan ama, takvime bakıp yuvarlak hesap “yirmi yıl” demeyi tercih ettiğim miktarda bir üniversite hocalığı deneyimim var. Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü’nde 16 yıl kadar, Yeditepe Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümünde üç yıl kadar (tam zamanlı), Yeditepe Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü’nde de üç yıl kadar ders verdim. Bunun içinde ders çeşitliliği […]
Eksik İnsanlar…
Mirim! Eksik insanlar üretiyoruz. İlk büyük kötülüğü, insanları “sayısalcı” ve “sözelci” olarak ayırarak yapıyoruz. Sonuçta iki kelimeyi bir araya getiremeyen hesap üstatları ile, sayı görünce polis çağırmak isteyen laf ebeleri üretiyoruz. Sayısalcılar, “analiz” öğreniyorlar. Analizi, analitik düşünmeyi falan göklere çıkartıyoruz. Analiz, “ayrıştırma” demek, yani parçalarına ayırma. Çok da başarılı olmuş bir yöntemdir (fiziksel bilimler başarısını […]
Bitcoin Aldın Mı Abi?
Almadım. Almaya niyetim de yok. Ama, Bitcoin muhabbetinden ve herkese aynı hikayeyi anlatmaktan bıktım ki, artık yazılı vermeye karar verdim. Bundan sonra, “Bitcoin aldın mı?”, “Neden almıyorsun?”, “Bitcoin alayım mı?” diyene, bu yazının adresini vereceğim. Ders 1: Para Nedir? Para nedir? Paranın ne olduğunu hepimiz biliyoruz da, tam da biliyor muyuz gerçekten? Şimdi, ben simitçiye […]
Maddi-Manevi Değer Pompası
Yine kendimi aforoz ettirecek bir yazı ile karşınızdayım. İlk önce başlığı açıklamak lazım: Lise zamanında biyoloji dersinde öğrenmiştim. Hücre zarında, soydum-potasyum pompası denen bir özellik vardır. Sodyumu sürekli olarak hücreden dışarıya, potasyumu da içeriye taşımaya yarar. Bu, hücrenin yaşamaya devam edebilmesi için mutlak gerekli bir şeydir; çünkü hayat ancak hücre içinde potasyum, hücre dışında sodyum […]
Ayrımcılık Yapanlar: Savunmanızda Bunları Kullanmayın, Geçersizdir
La yeter la. İşim gücüm var, başka yazılar yazıp, yazılım alemini kendimce aydınlatmaya çalışmam gerekiyor. Ama gün geçmiyor ki benzer ayrımcı olaylar olmasın ve her birinde gerek olayın faili, gerek onu savunan insanlar aynı türden ve aynı geçersizlikte argümanlarla yaptıkları ayrımcılığı savunmasınlar… Bundan sonra benzer şeyler olunca, sadece buraya link vereceğim. MADDE 1: İyi hal […]
Neden Türkiye’de Hasan Beyin Takımı Olur Da, Beyin Takımı Olmaz?
Böyle yazı başlığı mı olur? Başlıkları vurucu yapınca daha çok okuyucu geliyor dediler. Ben de “vurucu” olsun diye zorladım biraz. Tam olarak neye vuruyor bilmiyorum; yazıyı yayına alınca anlayacağız o kadarını. Beş yıl kadar önce bir Orta Kararlık Kültürü diye yazı yazmışım. Çok da suya-sabuna dokunmamışım; geride söyleyecek çok şey kalmış. Nedense, sanırım bugünlerde daha bir cesurum. […]
Sosyal Medya’da