Yaşar Safkan

Her konuda yazılar...

  • Ağırından
  • Hafifinden
  • Kısa Kısa
  • Google
  • Teknik
    • Programlama Taosu
  • Trafik
    • Park Başarıları
  • Üniversite
  • Link
Buradasınız : Ana Sayfa / Hafifinden / Dum Pitam Pitam Tam Tam

Dum Pitam Pitam Tam Tam

19/10/2008 By Yaşar Safkan Yorum yapın

Kopya

Hatıralar, oldukları gibi değil, anlatıldıkları gibidirler. Hatta zaman içinde, anlatıla anlatıla şekil değiştirirler. Yani, hatıra dediğimiz şey de bir cins sözlü edebi türdür, gerçek bir olaydan yola çıkar, ama zaman içinde değişir, köşeleri törpülenir, unutuldukça yeniden tamamlanır… Orijinali değil de, anlatıldığı şekli hatırlanır.

Ben liseden mezun olalı… On yedi yıl olmuş. Sanıyorum anlatacaklarım, zamanla birlikte değişmiş olmakla beraber, zaman aşımına da uğramıştır.

Lise birdeyiz. İkinci dönem olacak. Yer Özel Beyoğlu Musevi Lisesi. Kimya dersinden, sınıfın çoğu problemli. Hocamız İbrahim Yayla…

Bir çözüm bulmak lazım. Yazılı öğleden sonra, altıncı ya da yedinci saat olabilir. Bir yerden bilgi geldi. İbrahim Yayla, sınavları sabahtan çoğaltıyor, öğlen de öğretmenler odasında bırakıyor diye. Öğretmenler odası sağlam yer ya hesapta.

İbrahim hocam zeki adamdır, ancak hesap etmediği şu: Öğlenleri, zil çalınca, bütün hocalar da öğrencilerle beraber okulun bodrum katındaki yemekhaneye iniyor. Öğretmenler odası birinci katta. Yani, eğer bir şekilde erken yemek bitiren, dönen falan olmazsa, öğretmenler odasına en yakın öğretmen, iki merdivenden daha uzun mesafede oluyor.

Karar alındı. Sorular çalınacak. Yalnız çok da korkuyoruz tabii. En girişken arkadaş Yakar alacak soruları odadan. Bir de “erkete” ekibi var, iki katta merdivenin muhtelif yerlerine dizilecek, eğer bir hoca yukarı doğru hareketlenirse, Yakar’a erken bir uyarı ulaştıracak. Ben de erkete ekibindeyim.

Görevimiz Tehlike yani! Yazının başlığındaki gibi “dum pitam pitam” diyerek (kendimizce Görevimiz Tehlike denen dizinin müziğini yapıyoruz) fırladık öğlen ziliyle beraber. Hocalar boşalana kadar bekledik. Merdivene dizildik. Yakar daldı içeri. Herhalde bir dakika falan sürdü ama, onu bize sormak lazım! Elinde bir kağıtla çıktı. Kağıt sağlam bir zulaya alındı, hemen de yemeğe inildi…

Hızlı bir yemekten sonra, hep beraber sınıfa. Tabii soruları bilmek yeterli değil. Bunların bir de çözülmesi lazım! Kim çözecek? Soru mu bu? Elbette ben.

Önce oturdum bir kendim çözdüm. Sonra, iki ayrı grup izlerken, anlatarak iki kere daha çözdüm. Herkes kendine gerekli veya uygun olan not için, kağıt hazırlıyor. Herkes de gayet akılcı, yediye ihtiyacı olan yedilik, altıya ihtiyacı olan altılık kağıt hazırlıyor. Herkes on almaya kalkarsa meselenin yan yatacağını herkes biliyor.

Tam teçhizatlı, sınav saatine geldik. Etel ile yan yana oturuyoruz. İbrahim Yayla geldi sınavı yapmaya. Etel’i kaldırdı, kürsüye gönderdi, kendisi benim yanıma oturdu. Benim kopya vermemi engelleme maksatlı… Halbuki her şey adresine zaten ulaşmış durumda.

İbrahim hoca, her sınavda zaten yanıma oturuyor. Hızlı çözüyorum, kağıdımı alıyor, okuyor hemen, sonra da cevap anahtarı yapıyor. Hata falan varsa da düzelttiriyor bana, ha 97 ha 100 hesabı. Kendisi de cevap anahtarıyla uğraşmamış oluyor.

Bu sefer de öyle oldu. Artık dördüncü defa, normalden de hızlı çözdüm soruları. Verdim hocanın eline. Baktı… Beş soru sanırım. 20, 20, 20, 20…

Son soruya geldi. Ona da 20 yazdı, yanına da bir yıldız koydu… “Hocam” dedim, “yıldız neden?”

“O çok güzel bir soruydu” dedi… “Sen de çok enteresan bir şekilde ve doğru çözmüşsün, onun için yıldız…”

Beni bir kikirdeme aldı… Enteresan çözüm ise o, ulan sınıfta o soruyu çözen herkes… Öyle çözdü yahu onu!

Sınavın sonu geldi. Kağıt toplama karambolünde, bir kaç kişi el çabukluğu marifet kağıt değiştirdi… Olay öyle böyle bitti.

Hoca sonradan biraz işkillendi… Ama bir sonuç çıkaramadı, çözümler doğru olduğu için kopyanın ispatı zor. Mucize var ama…

Sonra başka sorular da “yürüdü” aynı metodolojiyle…

Diyecek ki okuyan öğrenciler falan, “sonradan kendin hoca oldun, nasıl oluyor bunlar”… Oluyor işte! Rol böyle bir şey hayatta. Ama o mesele başka bir yazının konusu…

VN:F [1.9.13_1145]
please wait...
Rating: 0.0/5 (0 votes cast)

Bunu paylaş:

  • Twitter üzerinde paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
  • Facebook'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
  • Linkedln üzerinden paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
  • WhatsApp'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
  • Arkadaşınıza e-posta ile bağlantı göndermek için tıklayın (Yeni pencerede açılır)

İlgili

Kategori:Hafifinden

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Arama

Popüler Yazılar

  • Yazılım Geliştirme Ekip Üyesi Seçme ve Değerlendirme
  • CV Nasıl Yazılır? Nasıl Yazılmaz?

Beni takip etmek için

  • Email
  • LinkedIn
  • Medium
  • Twitter
  • YouTube

Son çıkanlar

  • Yazılım Geliştirme Ekip Üyesi Seçme ve Değerlendirme 24/05/2024
  • Kitaplar, Kitaplar, Kitaplar… 16/07/2021
  • İnsana İnsan Emanet Etmek 23/04/2021
  • Planlama, Proje Yönetimi, Risk Yönetimi 23/04/2021
  • Kafamdaki Bölmeler 23/04/2021

Son yorumlar

  • Yazılım Geliştirme Ekip Üyesi Seçme ve Değerlendirme için Emre Sevinç
  • Neden Türkiye’de Hasan Beyin Takımı Olur Da, Beyin Takımı Olmaz? için Selim
  • Yazılım yazılsa yazılsa kaç saat yazılır? için Emir
  • CV Nasıl Yazılır? Nasıl Yazılmaz? için Bahar
  • Kafamdaki Bölmeler için paslanmaz çelik evye bataryası

En çok ziyaret edilenler

  • CV Nasıl Yazılır? Nasıl Yazılmaz? Ne belalı iştir şu CV yazmak. Özellikle ilkini. Yalnız, nedense… (74.425)
  • Neden Türkiye’de Hasan Beyin Takımı Olur Da,… Böyle yazı başlığı mı olur? Başlıkları vurucu yapınca daha çok… (12.961)
  • Maliyet Hesabı Maliyet hesabı... Düşündünüz mü hiç, ne kadar önemli bir meseledir… (9.589)
  • Yazılım Kariyerinin Başındakilere Ukalalıklar… İlk defa Google'da duyduğum bir laf var: "Haklıysan ukalalık değildir."… (9.260)
  • 8401 Makinayı Nasıl Kapattım? Artık on yılı geçti, ama Google hikayeleri askerlik hikayeleri gibi… (6.826)
  • Başlatmayın Erken Kalkmanızdan! Gördüğünüz yazı başlığı, ilk düşündüğüm başlığın, üç kademe efendileştirilmiş hali.… (6.664)
  • Agile: Türk Kaşığıyla Amerikan Çikolatası Doğru, onun aslı çikolata değil. Hem çikolata kaşıkla yenmez. Nutella… (6.535)
  • Meslek Seçimi Hikayesi "Meslek sahibi olana meslek seçmesi kolay" dememişler, ben olsam derdim.… (5.645)
  • Tartışmak Nedir, Nasıl Olur? "Tartışmak", kelime kökeni olarak açık şekilde "tart"maktan türemiş bir kelimedir.… (5.086)
  • Yöneticilik ve Liderlik Üzerine Bunların üzerine yazıp çizen çok... Bir ukalalık da ben edeyim,… (4.582)
  • Arşiv

Sosyal Medya’da

Follow Us on TwitterFollow Us on LinkedInFollow Us on YouTube

Bloga e-posta ile abone ol

Bu bloga abone olmak ve e-posta ile bildirimler almak için e-posta adresinizi girin.

Copyright © 2006-2017 · News Pro Theme On Genesis Framework · WordPress

 

Yorumlar Yükleniyor...