Sahip Olmak

Sahip olmak…

Atalardan bir tanesi “bu benim” diyebildiği, ya da bırakın demeyi, o manada homurdanabildiği tarihten beri, bir şeylere sahip olma derdimiz var muhtemelen…

İyi güzel de… Bu “sahip olmak” ne demektir? Bir şeye “benim” diyebilmek, onunla ne yapılacağına, ne zaman nasıl kullanılacağına karar vermek olarak tanımlasak herhalde fazla hata yapmış olmayız. “Hükmüm malıma geçer” diye bir laf var hatta. Tabi burada, en azından kuramsal olarak, bir zamanda sınırsızlık durumu var. Hah, ben de tam oraya parmak basmak istiyorum.

Gerçekten hiç bir şeye, “sahip” olamazsınız. Kendi vücudunuza bile. Aşağı yukarı her yıl, vücuttaki moleküllerin tamamının yenileriyle değiştiğini hesaba katarsak, kendi yaşam formunuzu korumak için, belli atomları belli sürelerde kullanıyorsunuz o kadar. Sonunda da ölünce, tamamını dolaşıma iade edeceksiniz.

Yani bir şeyi satın alsanız bile, en iyimser tahminle yüz yıllığına kiralamaktan daha etkili bir şey yapmış olmazsınız.

Öte yandan, buna rağmen, bir sahip olma hastalığımız var ki, duramıyoruz.

Olmamalı mı sahip bir şeye? Yok canım, olayı “bir lokma bir hırka” tadına getirecek de değilim. Bir şeylere sahip olalım elbet. Ama bir şeyler bize sahip olmasın.

Nasıl yani? Bir şeyin kaybına tahammül edemeyecekseniz, sahip olmaya çalışmayın ona. O zaman işte, o size sahip olur; siz ona değil.

Yani, gidip fiyatının yarısı bile cebinizde olmayan arabayı, 48 ay taksitle satın almanın genel olarak bir manası yoktur. Dört sene ödeyeceksiniz parasını, ki aslında mevcut gelirinizle öyle bir para ödeyemeyeceğinizi hiç para biriktiremeyerek ispatlamışsınız zaten. O arabayı kaybetmek size yıkım olur. Yerine koyamazsınız. (Onu tam olarak bu şartlarda sigortalatmanız gerekir işte.)

Ne oldu? Araba size sahip oldu. Hayatınızın geldi merkezine oturdu.

Hayatta sizi gerçekten bir arabaya sahip olmak mı mutlu edecek?

Herhangi bir şeye sahip olmak mı?

Sanmıyorum.

Ama hayatı eşyalara adamanın nihayetinde mutluluk getirmeyeceğini de biliyorum.

Mutluluğu ne getirir? Onu bulmak kolay değil işte. Ama en azından doğru yerlerde aramak lazım.